17 Eylül 2015 Perşembe

KALANIM...

     


Her şeyi yırtıp atabilirsin,
Ama bir gün bir kitap içinde saklanan bir mektup,
Ya da fotoğraf sana tek el ateş eder!!! 
Anılar ölümsüzdür.. Sen Değil...


     Rüyalar... Rüyalar... Gene içinden çıkılmaz bir hal alan uykularımla savaşmaktayım bu ara.. Meğer zaman biraz geri alınsa bakmayacağım ne çok yüz, anmayacağım ne çok ad, ve yine inanacağım ne çok yalan varmış... var..mış.. Artık yoklar... Olmayacaklar da... Kendimi asla kendimden bu kadar nefret ettiğim bir konuma getirmeyeceğim.. İyi insanları yolda bulduğum 5 para etmez şeref yoksunu insanlara değişmeyeceğim mesela.. Ve bir daha asla ağlamayacağım tüm bu vefasızlıklara.. Anmayacağım adlarını, simalarını bile kazıyacağım zihnimden.. Kin tutmayan bir insandım ya hani!! Kinin dibini bulacağım yeri gelecek... 

     Düşün ki, yaptığın her iyiliğin ve iyi niyetin altında bir yalan bir riyakarlık bir sahtekarlık arıyor birileri... Ardından seni ne kadar önemsediğinden bahsediyor... Ve sen 1 yılı aşkın bir süredir gözleri  kör olmuş nefsini yitirmiş gururunu evde bırakmış insanlığından çoğu kez ödün vermiş canım dediklerini yarı yolda bırakmış aptal bir ahmaksın!!!   Ta ki bunu farkedinceye dek.. İş işten geçti mi?? geçti de gitti bile.. Yapacak birşey var mı ?? geçmiş ola... Peki bunun bir bedeli var mı?? Dibine kadar... Sadece zaman sadece.... 

     şimdi... dök içini satırlara...kalanlar benim olsun...Aşık olmaya karar verilmez.. Hatta aşk kararını yolda verdiğin bir kararsızlık adımıdır.. Aşk çoğu hayatın sonunu getiren bir zehir... 

     Sadece unutursan-m yaralanacaktım... Hatırladıkça öldüm.. Yine de ayaktayım.. Ruhumu katletmiş olabilirsin belki ama hala bir ölü değilim... Dilinde lanetlerle yaşayabiliyor insan... Aşkı anlamaktan korktuğum için düşünmeden sevdim belki....Çok değil sadece bazı yaşadıklarıma derin benim özlemim... Seninle bir sırrımı paylaşıp kendimi ele veren de bendim... Sen bende ne gitmek isteyeceğim bir yarın bıraktın ne de kalmak isteyeceğim bugün... Şimdi herkesin herşeyisin benden, kimsesizliğimden kopan... 

Unut beni kalanım... 

Bunca zaman çok şey söyledin... Ama bana hiç birşey anlatmadın... Artık vakti gelmiş bir vedasın benim için...Bana geçmişin kirleriyle gelmiştin zaten.. Ben kalbimi kalbinde temizlemiştim farketseydin... Sonunda sen aklandın, bense kirlendiğimle kaldım... 


aşk neymiş?? Aşk defalarca gördüğün bir yaraya ilk diye bakmakmış her defasında... 

Gittim kalanım...


Unutulan bir yaradır şimdi ADIN....

16 Eylül 2015 Çarşamba

kağıttan kayıklar j.p sarter



İçim boşalmış ve yatışmış bir halde, şu kullanılmamış gökyüzü altında, rastgele yürüyorum.Düşünmek istemiyorum. Düşünmek istemediğimi düşünüyorum. Düşünmek istemediğimi düşünmemem gerek. Bitmek bilmeyecek mi bu? 

13 Eylül 2015 Pazar

arkamdaki duvar..

“Söyleyeceğim çok şey var aslında. Ama üşeniyorum. Ve çok sıkıldım.
 Önceleri acılarımı paylaşacak insan ararken etrafımda, şimdi kimseler soru sormasın istiyorum. Sorduklarında ise yakınlık derecesine göre ‘hayat’ ya da ‘siktir et’ diye cevap verip susuyorum. Söyleyecek şeyim olmadığından değil, söyleyecek çok şeyim var aslında ama bugüne kadar anlattıklarım hiçbir işe yaramadığından konuşmak istem…iyorum. 
Duyarlılık istemiyorum, şefkat, acıma, yardım vs. de umurum da değil.,
 İstediğim tek şey sükunet. Durmadan ‘neyin var?’ diye sorular soran bir insandan daha kötü tek şey geliyor aklıma. Durmadan ‘neyin var?’ diyen birden fazla insan..
 İnsanların bana yapacakları en büyük iyilik çenelerini kapalı tutup aptalca sorular sormaktan vazgeçmeleri. 
Bana baktıklarında arkamızdaki duvarı gören insanlar istiyorum çevremde, hepsi bu..”

iki iklim farkıyız seninle..


İki iklim farkıyız seninle... İnan bu cümleyi en son nerde duydum hatırlamıyorum.. tahmin etmeye çalışıyorum.. Bir ihtimal şahrud ve seyduna nın aşkında geçiyordu... Ama bir beğendim ki aklıma hemen buraya yazmak geldi.. Farkındayım uzun zamandır yokum.. Aslında varım ama itiraf etmek gerekirse yazma yeteneğimi kaybettiğimi düşünüyorum. Aslında ben aşırı doz mutsuzluk aldığım zamanlarda en iyi bloggerlara taş çıkartacak kadar iyi yazardım.. Ne oldu da eskisi kadar yazamıyorum diye düşünüyorum.. Söz cevabı bulursam burda paylaşıcam..

Geçen zaman içinde ne mi oldu? Anlatıcam merak etmeyin.. Öncelikle hayal kırıklıklarım var BOYUMU AŞAN.. Küskünlüklerim var vefasızlıklara karşı... İmtihanlarım var çokca sabrımı deneyen insanlara karşı... Kinim var her fırsatta bıçağı arkamdan saplayanlara karşı... var da var... En çok da ne var biliyor musun... Tüm bunları daha milyon kez daha yaşayacağım nice zaman dilimi... Kısacası akıllanmadım akıllanmayacağım...

Şu sıra en iyi becerdiğim şey güzel müzikler seçip üstüne hayaller kurmak.. :) Çok mu salakça ne! Ama ciddi söylüyorum iyi geliyo yani.. Mesela bi müzik seçiyorum anaaa diyorum tam düğün dansı müziği dur yaziyim bi kenara.. Sonra karalıyorum üstünü.. Lan salak kim napsın senle evlenip, çekilecek hangi yanın var senin diye kendime saydırıyorum..
sonra bir barkovizyon gösterisinin ardında beliriyorum, elimde mikrofon karşımda eski sevgilim onu çatır çatır çatlatarak zıplaya zıplaya şarkılar söylüyorum :D Ya ne var ki bunda gülecek :D fazlasıyla salağım farkındayım... Sanırım dünyanın kahrını çekmekten yorulmuş, artk dünyaya kahır çektirme sırası gelmiş akıllı bir deliyim.. 




13 Mayıs 2015 Çarşamba

Sevgili günlük sana bu satırları yazarken acabası son satırlarım olabilir mi diye düşünmekten kendimi alamıyorum açıkçası...Malesef iyi haberlerim yok bu kez.. Cuma ameliyata giriyorum.. Bugün doktora gittim, yaklaşık 5 saat hastanede mahsur kaldım resmen.. Sağlam girdim hasta çıktım arkadaş ya.. Bu hastaneler çekilecek dert değil yani.. Neyse işte, doktorcum cuma seni kesiyoruz cümlesini gayettt sıradan bir şekilde kurduktan sonra suratımın aldığı ifadeyi görmenizi çok isterdim.. 

Adam bildiğin kesecek olum beni.. O değil de en korkunç yanı narkoz sonrası ben :) Hayatımda sadece bir kez ameliyat oldum onda da narkoz sonrası ne kadar gizli saklı seyim varsa dökmüştüm ortaya... Onu bırak doktora ana avrat dümdüz gitmişim hahah :D 

Bunun yanısıra bayağı önemli sayılacak kararlar aldım hayatımda... Önce gittim yeni bir numara aldım kendime.. Eskiyi tamamen çöpe attım o hatla birlikte.. Hepsi birer birer film şeridi gibi geçti önümden... Vallaha geçti bak yalanım varsa nolayım.. Riyakar arkadaşlar, bir avuç bok yığını olanlar, zamanında canım ciğerim ama şimdi adını bile unuttuğum antisempatik yaratıklar, küf tutmuş yüzler, iyiler, kötüler, onlar bunlar şunlarr... neyse işte kısacası bitti gitti herşey... Yeni bir ben doğar mı bilmem ama en azından artık daha fazla kararlıyım... 

Sonra spora başlıyorum yeniden... Sadece 1 buçuk ayım var... Ama hırslıyım bu kez :) Gör bak senide utandırcam günlükcüm :) Beni gaza getirenlere sonsuz teşekkürler burdan :) 

Ve son olarak bomba bir şeye başladım... Aslında asıl değişim bu ama tabiki bu sürpriz (???) Çok yakında :) 

Ha bu arada ''D'' yaz bunu bi kenara lazım olacak :) 

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Aynı Nehirde İki Kez Yıkanılmaz!

Vee veee veee... Çok doğru bir noktaya daha değinmekten gurur duyarım.. Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz demiş bilmem hangi önemli bir düşünür.. Valla açık konuşayım tam da biz aptallar için söylemiş. Niye mi?? 

Aynı hatayı defalarca yapmaktan usanmayan bir insan evladı düşünün.. Ki o benim... Yani bata çıka bi haller oldum gene de adam olmadım.. Amaaaannn napalım benim de kaderim buymuş.. Konuyu hiç merak etmeyin çünkü bu kez anlatmıcam.. Provakosyana giriyor sonra... 
Ha bu arada vefasızlığımı suratıma suratıma haykırmanıza gerek yok... Napim mutlu olduğum zamanlarda yazamıyorum ben.. İlla bi mutsuzluk çökecek ki oturup yazayım.. Sanırım ağır anormalım ben... Müslüm babaaaaa nur içide yat şimdi daha iyi anlıyorum ''Gülüşümde bile hüzün var benim'' sözünü... 

Kafam karışık bolgcum... Bu ara kafamı karıştıran bir yığın insan var... Ben ortada ebe gibi kaldım bu insanların ortasında.. Kimi yakalayacağımı şaşırdım.. Üstelik hangisini tutsam elimde kalıyo benim.. Maşallah dediğim kırk gün yaşamıyor yaw..  Kararsızlık desen dizboyu.. Boğuldum boğulacam.. 
Aşk?? Aşk artık çooookkk uzaklarda bi yerlerde.. Hissetmiyorum bile o duyguyu.. Etrafımda şap şup birbirlerini öpüp koklayanlar çok tiksinç.. Hepsi maşşallah evlendi evlenecek modunda... Ama ben... Ben gerçekten kaybetmişim o duyguyu... Sabahları uyandığımda o duygu yok, kulaklıık kulağımdayken yok, gece kafam yastıktayken yokkk... yokkk işte yokkk... En azından şimdilik...

Geçen arkadaşın biri öküz gözünden büyük yüzüğünü çekip atmış bana.. Altına da baaakkk canımm sevgilimin hediyesi nasıl? yazmış... Sıçtığımın karısına bak lan görmemişliğin nirvanasında bana hava atacak güya... Bi taraflarına girsin güle güle kullan, o kelloş sevgilin batsın pis karı demediğime pişmanım şu an..

Demoşla barıştık :) Özür diledi şapşik, güzel haberlerden biri bu.. Şimdilerde yurtdışı planları yapmaktayız. :D Herşey bitti sıra onda...  İyi haberler yakında... Elazığ için için son 1 buçuk ay.. Özlem tavan, sabrım sınırda... Az kaldı geçicek.. 


Gitmek gerek fazla yormadan, ve de bıktırmadan... Kimsenin benden bıkmaması dileğiyle.. Geçmişle sıkıntım yok olmayacak ta... Güzel anılar cebimde... Kimseden nefret etmiyorum, aksine ilk kez kinim nefretim olmadan yürüyorum.. Herşey için hepsi için Teşekkürler... 

Ve birgün Aşk en temiz haliyle gelicek biliyorum... 



1 Nisan 2015 Çarşamba

.............

Nasıl özlemiş kalbim böyle atmayı..
Oysa yerini bile unutmuştum hanidir..
Bazen hayat vermek ister aldıklarını,
Mucizeler hep böyle ansızın gelir..
Teşekkür ederim, böyle baktığın için..
Teşekkürler aklında kaldığım için..
Karanlıktan korkmuyorum, eskisi kadar..
Senin yanın hep aydınlık, beyaz benim için..




Etrafımdan çıkan pötürcüklerin farkındasınızdır sanırım.. :) Yani uzun uzun anlatmama gerek yok :) ''F'' geri geldi kiiiiiii :) İnatçı, sinirli, agrasif hallerinden eser yok üstelik , valla ben bile kendime çimdik attım ulan gene mi rüya acabası diye :) ama değilmişşşşşşş!!!  Anam çocuk pamuk şekeri olmuşta gelmiş üstelik. Sanki üstüne pembeden bi tül atmışlarda o tülün altından en masum haliyle bakıp sırıtıyor gibi hahaha :D 

Şaşkın mıyım? EVET.. Mutsuz muyum? HAYIR.. Yani yokluğumda birden fazla bok yemesine rağmen kızamadım ona... Bi de yüzsüz yüzsüz oturup anlattı hepsini.. Tabi telefonda olduğu için rahattı o kadar belkide, yanımda olsa aynı cesareti göstereceğinden şüpheliyim doğrusu... En son ikimizde çağrı merkezinde çalışırken sarışın bi kıza baktı diye ortalık yerde saatlerce dayak atmıştım da kendisine ayıptır söylemesi.. Ay valla hiç hanım kız rollerine bürünemem canım neysem oyum.. Benim mi o benim.. Tamam konu kapanmıştır.. Ayrıca kız hiçte güzel değildi zaten. Sarı bi bok çuvalına benziyodu.. Tabi o takma kendine bile ait olmayan saçları ve iğrenç pembe rujuyla dikkat çektiğini sanıyordu zavallı sarı bok... 

Hepsi bi yana özlemişim yani yalan yok... Tamam yani çok saydırdım ettim burda ama özünde iyi biri olduğunu da söylemiştim yani.. :)  Bi kere çok benziyoruz birbirimize.. Sanki benim erkek versiyonum gibi.. En azından ayrıldığımız tek nokta onun iğrenç ve soğuk espirileri :) O kadar da kusuru olsun canım alla alla.. :) 

Geçenlerde birinden duydum birbirine çok benzeyen insanlar mutlaka evlenirmiş.. Huyu geçtim sima olarakta siz birbirine benziyorsunuz deyip duruyorlar arkadaş... Kardeş çıkma ihtimalimizi yükseltip asaplarımı şe ediyorlar :) Mandalina gibi suratı var be neresi bana benziyo :) Bi kere benden bile güzel yani kızlığımdan utanıyorum... Bi erkeğin suratı güzel olur mu arakadaş? Bunun güzel işte :) 
Kaynanam kız güzelliği olan erkek doğurmuş valla.. Ha birde aynı ben gibi bebişleri çok seviyo.. En güzel yönlerinden biri yani.. Akşama kadar bebiş fotoğrafları atıp duruyouz birbirimize :) Bence bundan süper baba olur... Hatta bence baba olduktan sonra kocalıktan istifa eder sadece baba olur yani.. Zebercedimiz vardi bi ara biz ayrıldık o çocuk artık tinerci mi oldu balleyci mi bilmiyorum.. Kimbilir hangi çöplükte benim yawrummm :( 


Neyse işte hikayemiz nerde son bulur bilmiyorum... Daha kaç ayrılık atlatıp döneriz uçurum kıyılarından? Değişti mi gerçekten? Ya da artık bişeyler değişecek mi?? Ouuufffff herşey bir muamma gene lan.. Tek istediğim HUZUR.. Şu huzur denen şeyin her zerresine muhtacım.. Belkide günün birinde en çok istediğim hayali gerçekleştirip kavuşurum o huzura.. 


Aaaaa!!! Size en büyük hayalimi anlatmadım ben lann.. Çok pardon hemen anlatıyorum.. Ama dalga geçmeyin lan zevkler ve renkler tartışılmaz yani.. Bak şimdi böyle doğu taraflarında bi çiftlik düşün... Çok doğuya gitme ama böleee yakın doğu da kal.. Hıh ne diyodum.. Etrafı yemyeşil yanından da yalandan da olsa bi dere akıyo... Küçük tek katlı bi ev olsun şurda kenarda.. Ama balkonu olacak önünde çay içmelik, dedikodu yapmalık ... Eski divanlardan da bi tane atmışız balkona oturmalık... Önümde kocaman kiraz ağacı dalları ağzıma girecek nerdeyse.. Salıncağıda çak üstüne şöyle... 2 tane köpeğim var biri inek kadar ,biri minnak.. 3 tane civciv, 2 inek,  3 de tavşan olsun... Bu ne lan problem çözer gibi :D Neyse.. Yan taraflarımda bissürü komşum olsun hepsi de birbirinden minnoş birbirinden dedikoducu :D Ön tarafta ufak bi tarla yapalım... Organik domatesimiz biberimiz salatalığımız yetissin :) Allaahh beee anlatırken bile onların kokusunu alabiliuorum... Kocam da bende sabahtan akaşama kadar bunlarla uğraşalım.. Ben gidip onun terini sileyim havluyla mesela :D 
Öyle bi hayal işte lan... Tamam belki çok saçma aşırı değişik ama ben tam olarak bunu istiyorum arkadaşşşş!!! 


Ve tüm bunlar için malesef bir süre çalışmam gerek... Bu büyük şehir denen zımbırtının içinde... Nefret ediyorum ya resmen... Arabalardan, tüm bu seslerden, sabahın kör vaktinde işe giden suratı 5 karış insanlardan, iş yerinde boktan şeylere kızan  hırs manyağı aptallardan, gözünü para bürümüş köpeklerden, hep daha zirveyi isteyenlerden, iki yüzlülerden, ve daha nicesinden... Hepsi çok sahte ve çok yapmacık.. Bi yerlere gelmek için bi başkasının bokunu bile yiyecek olan insanlar var mesela beni korkutan... Sanki hiç ölmeyecekmişçesine çuvallarca para biriktirenler , bir yetim karnı bile doyurmamışlar bugüne kadar.. Göbekleri kendilerinden 2 dakika giden kodaman amcalar parayla oynuyorlar hergün karşımda... KRAL benim der gibi bakışları var hepsinin... Bazen kendimi elimde bıçak bankanın bir köşesinde onları doğrarken hayal ediyorum... Çok zevk verici bişiy bence.. Bunlar sıçsa bok yerine para çıkar ha o derece.. Yaptığım işi yapmadan önce aşıktım bu mesleğe ben.. Hergün aynanın karşısına geçer bir bankacı gibi davranırdım.. Acayip zevk alırdım.. Ama ya şimdi ?? İşe giderken bi ağlamadığım kalıyor her sabah.. Kariyermiş... Sıçarım kariyerine lan.. Elbet bir parça ekmek yeriz yani nedir bu hırs, nedir bu kariyer aşkı ?? Ölmeyecek miyiz hiç.. Keşkeee... Keşke cahil bi köylü çocuğu olarak gelseymişim dünyaya.. Tüm bu çirkinliklerden bi haber olmak harika olurdu gerçekten... 


Coştum gene dostlar... Ama haklı değil miyim sizcede ya?? Amacım BEN FARKLI DÜŞÜNÜYORUM CINIM YHAAA!! imajı yaratmak değil... Yaşadığım dünya çok kirli sadece... En temiz yerler işte bu anlattığım doğuda kaldı... Toprağı istiyorum ben... Sabahtan akşama kadar o toprağın üstünde yalınayak dolaşmayı.. 


Bu günlük bu kadar!! Tüm kodaman pisliklerin biriktirdikleri paralarda boğulması dileğiyle.. 


                                                                                                                         tüşah.